Etiketler
american gods, anansi boys, graveyard book, hugo ödülü, mezarlık kitabı, mitoloji, modern fantazi, neil gaiman, neverwhere, sandman, yıldız tozu
Neil Gaiman’ı çoğu insan Sandman çizgi roman serisi ile tanır. Geçenlerde Mezarlık Kitabı ile Hugo Ödülü kazanan Neil Gaiman uzun zamandır kütüphanemde önemli bir yer ediniyor. Kitapları Türkçe’ye yakın zamanda çevrildiği için Yıldız Tozu dışındaki tüm eserlerini orijinal dilinde İngilizce olarak okudum. Kanaatimce Yıldız Tozu diğer kitaplarına nazaran en naif ve basit olanı, daha çok bir çocuk kitabı olarak yazılmış.
Anansi Boys, Neverwhere, Good Omens (Terry Prattchat ile birlikte), Fragile Things, Mirrormask, Smoke & Mirrors, Star Dust, Coraline,The Graveyard Book… Bir çok fantastik esere imza atmış Neil Gaiman, ayrıca çizgi romanlar ve film senaryoları da cabası (Sandman, Beowulf, Mirrormask, Neverwhere…)
Sözün kısası sizlere 2001 yılında yayınlanmış ve pek çok ödüle layık görülerek Neil Gaiman’ı uluslar arası üne kavuşturmuş “American Gods” kitabını öneriyorum. Bu kitap, yazarın Sandman ile kurduğu düş-tanrı dünyasının farklı bir perspektifle yansımasını sunmanın yanı sıra Kuzey Avrupa mitolojisini de günümüze taşıyarak modernleştirmeyi başarıyor, modern bir mit yaratıyor. Aramızda yürüyen, varlıkları için mücadele eden, dünyanın kontrolünü ele geçirmeye çalışan Tanrılar panteonu oluşturuyor. Hikayesinin kahramanı olarak da hapisten yeni çıkmış, pek sevgili karısına kavuşacakken onun öldüğünü, hem de en yakın arkadaşı ile kahramanımızı aldatırken öldüğünü öğrenen “Shadow” karakterini tercih ediyor. Gerçeklerin sert uçlarından fantezinin daha da acı veren hayallerine yelken açarken dünyanın metası ile fantezinin tanrıları arasında sıkışmış eski bir hükümlünün gözünden Amerika’yı eğdikçe eğiyor. Üstüne bir de medya, para, şöhret gibi “modern tanrıları” sos olarak ekliyor.
“American Gods” modern mitoloji olarak adlandırılabilecek bir fantastik kurgu, bana Stephen King’in Tılsım kitaplarını ve Kule serilerini hatırlattı. Burada paralel bir dünya söz konusu değil ancak aramızda yaşayan ve dünyayı kendi perspektifiyle gören eski ve yeni tanrıların mücadelesinde kayıp bir karakter üzerine kurulmuş gerçeklik sorgulamaları, öncüllerinden iyi beslendiğinin ipuçlarını barındırıyor.
Ben kitabın orijinal, genişletilmiş (yazarın ödül aldıktan sonra eklediği ek hikayelerle zenginleştirilmiş) versiyonunu edinip okudum. Çoğu okur için dağınık ve detaylı gelebilecek bu basımı özellikle türü sevenler, böylesine bir dünyanın içinde kaybolup gitmek isteyenler için önerebilirim. Ancak şu dipnotu eklemeden de geçemeyeceğim; akıcı kurgu ve aksiyon okumalarını sevenler kitabı zaman zaman çok çizgiden çıkmış ve gereksiz detaylarla yüklenmiş bulabilirler fakat biraz mitoloji ilginiz ve bilginiz varsa bu detayların eski inançlara gönderme dolu kurgular olduğunu fark edeceksiniz. Kültürümüze uzak olduğu için zaman zaman isim ve anlatılara yabancı kaldığınızı hissedebilirsiniz de… Yine de türün meraklıları mutlaka göz atmalı ancak sakın ha Mezarlık Kitabı, Yıldız Tozu ya da Coraline gibi nispeten masum bir çocuk öyküsü beklemeyin çünkü American Gods çok karanlık ve zaman zaman da korkutucu…
Ayrıca;
Eski bir tanrının birbiriyle çekişen ama bir yandan da dünyayı kurtarmaya çalışan çocuklarını konu alan Anansi Boys ya da Londra’nın yer altı tünellerinde bambaşka bir dünya ile karşılaşan Richard’ın fantastik maceraları için Neverwhere; Neil Gaiman külliyatının bence önde gelen eserleri arasında.
Bahadır İçel